//-->

SimerWeb |

karne heyecani sardi

 
  ÖĞRENCİLERİ KARNE HEYECANI SARDI -DA...  
 
 







        Hangi öğrenciye baksanız bir karne heyecanı sarmıştır bugünlerde Doğal olarak tabi..   Bu heyecan bazı öğrenciler için mutluluk, bazıları için mutsuzluk, bazıları için ise meraktandır. Neden böyle dediğimi hepiniz anlamışsınızdır Karnesi iyi olan için mutluluk, kötü olan için mutsuzluk, karnesinin son halini merak eden için ise merak..

Karneler önümüzdeki cuma yani 20 Ocak'ta alınacak ama öğrencileri şimdiden "okula gitmesem mi" düşüncesi sarmış. Son hafta olduğu için karne notları giriliyor, ilk iki günden sonra yoklama alınmıyor ve bu yüzden de dersler boş geçiyor düşüncesiyle okula gitmek istemeyen öğrenciler oluyor. Bazıları için haklı nedenler, bazıları için ise "okula aksatmaya gelmez, ne olur ne olmaz yine de gitmelisin" düşüncesi vardır. Herkes kendine göre haklıdır. Kimseye bir şey diyemem

Asıl görülmesi gerekilen bir başka öğrenci özelliği de var. Her birinci dönem sonunda 'başarısız öğrenciler'de görülen bazı durumlardan biri de "ikinci döneme çok çalışacağım" düşüncesidir. Bu öyle bir hale geldi ki artık şaka konusu bile oluyor. Birinci dönem karnesini kötü alan bir öğrencinin düşündüğü tek şey notlarını ikinci dönem düzeltmektir. Ama tatilde yaptığı şey ise boş şeylerle uğraşmaktır. Düşünce ve yapılan şey arasında çok terslik var ama 'öğrenci' işte..

Aslında yarı yıl tatili öğrencilere verilmiş çok büyük bir fırsattır. Fakat öğrencilerin %98'i bu fırsatı değerlendirmeyenlerdendir. Bize verilen bu fırsatı birinci dönemdeki derslerimizi tekrar edip, başarısız olduğumuz derslere yoğunluklu olarak çalışma ve bazı günlerde ise eğlenmek olarak üç şekilde planlarsak ikinci döneme çok hazır bir şekilde başlamış oluruz. Yarı yıl tatilini böyle geçirmiş bir öğrenci, ikinci dönemde derslere sadece biraz çalışmakla ikinci dönemde istediği bir başarıyı elde edebilir. Herkes 24 saat ders yapıcak diye bir şey yok AMA 24 saat oyun veya boş şeylerle uğraşacak diye bir şey de yok.

Evet, ben günde (evde) 6-7 saatten fazla ders çalışamayan biriyim. Sonuçta insanım. 24 saat oturup ders çalışamıyorum. Tamam bazıları yapabilir ama ben yapamam. Kısacası mükemmel bir öğrenci değilim ama sırf 1 saat bile olsa kitabın kapağını açabildiğim için sınıfımda birinciliği elde edebiliyorum.

Bu yazımı niye  yazdım diye doğal olarak merak ediyorsunuz. Bu yazıyı yazmaktaki amacım şu az önce 'öğrenci' diye bahsettiğim karakterin biraz da olsa dışına çıkmanız. Artık 'öğrenci' denilince akla ders çalışmayan, oyunla veya farklı şeylerle uğraşan, okula sırf arkadaşlarıyla takılmak eğlenmek için giden bir genç tipi gözde canlanır. İşte bu karakterin biraz da olsa dışına çıkmaya çalışın.

 

 

Bu yazıyı "ikinci dönem çok çalışıp derslerimi düzelticem" düşüncesiyle birinci dönemi bitirip, koskoca 15 günü boş şeylerle uğraşıp, gezip tozacak olan arkadaşlar için yazdım..


Benim 'kendimi anlatamama' gibi bir özelliğim var. Bu yüzden de ne demek istediğimi tam anlatamamış olabilirim. Ama biraz da olsa anlatabildiysem lütfen hemen yargılamadan önce bir düşünün.. Belki de hakkımda kötü sözler kullanarak günahımı alacak olanlar da olur. Neden böyle söyledim diye düşünmeyin. Dışardaki iki lafından biri küfür olan gençler çok var. Ve bu yazıyı okuyacak olanların için de onlar da var. Bu nedenle de "saçma sapan bir yazı" düşüncesiyle kötü söz kullanacak olanlar çıkabilir. Yapacak bir şey tabi.. Ama yine de umarım bir kişi bile olsa dediğimi anlamış ve uygulayacaktır.



Sevgi ve Saygılarımla,
OSMAN KOÇ

 

 

 

 
  Bu konu 16.01.2012 tarihinde paylaşılmıştır.  
 







Bu sayfa hakkında yorum ekle:
İsminiz:
Mesajın: